FIRKALAR VE İSLAM
http://www.sorularlaislamiyet.com/article/13552/ummetim-yetmis-uc-firkaya-ayrilacak-anlamindaki-rivayetin-guvenilir-olmadigi-iddiasina-cevap-verir-misiniz.html
“Ümmetim yetmiş iki fırkaya ayrılır, onlardan sadece biri kurtuluş ehlidir.” diye buyurdu. Bunların kimler olduğu sorusuna, “Bunlar cemaatte olanlardır.” buyurdu.(Ahmed b. Hanbel, 3/145; Zevaid, 6/226). Diğer bir rivayette “Bunlar benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yolda olan kimselerdir.” manasındaki ifadeye yer verilmiştir.
Bu konuda farklı rivayetler farklı senetlerle gelmiştir. Bunlardan bazıları zayıf, bazıları sahihtir. Bu konudaki hadisleri inceleyen alimlerin zayıf dediği rivayetler sahih olan rivayetlerden farklıdır.
Bu sahih rivayetlerden biri şöyledir:
“Yahudiler yetmiş bir (71) fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Hristiyanlar yetmiş iki (72) fırkaya ayrıldılar, biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer. Bu ümmet de yetmiş üç (73) fırkaya ayrılacak, biri hariç hepsi cehennem girer.”(Ebu Davud, Sünnet, 1; Tirmizî, İman,18; İbn Mace,Fiten, 17; İbn Hanbel, 2/332).
Tirmizî, Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bu hadisin sahih olduğunu bildirmiştir.(bk. Trimizî, a.g.e). el-Münzirî de Tirmizî’nin bu tashihine dikkat çekmiştir.(bk. Tuhfetu’l-ahvezî, ilgili hadisin şerhi).
Ancak Tirmizî’nin bu rivayetinde “Biri hariç diğerlerin hepsi cehenneme girer.” ziyadesi yoktur. Tirmizî, bu ziyadenin bulunduğu rivayet için “hasen, garip, müfesser (ravi tarafından yorumlanan)" ifadesini kullanmıştır.(a.g.e).
Hadisleri incelemede titizliğiyle bilinen İbn Teymiye de bu hadisin sahih olarak değerlendirmiş ve konusuna delil olarak getirmiştir.(bk. Mecumu’l-fetavî-şamile-1/285).
Hâkim de bu hadisi “Ümmetim yetmiş küsur fırkaya ayrılacak, en büyüğü kendi keyiflerine göre işler yapar, helalı haram, haramı helal kılarlar.” şeklinde çok kısa olarak rivayet etmiş ve sahih olduğunu bildirmiştir.(Müstedrek,4/430).
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, bu hadis için mevzu demek mümkün değildir. Zayıf olan rivayetler varsa da pek çok alim tarafından sahih olduğu kabul edilen rivayetler de vardır.
Hadiste geçen fırkaların tayini konusu ise güç bir meseledir. Hz. Peygamber (a.s.m) fırka-i Naciyeyi “Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yolda olanlar.” olarak tarif etmiştir. Bu hususu nazara alarak, bu gün meşrep itibariyle yüzü geçkin fırkaları ötekiler deyip dışlamak isabetli olmasa gerek. Şüphesiz, İslam dininin iman esaslarıyla doğrudan çelişen gruplar da olabilir. Eskiden beri alimlerimiz, kendileri gibi düşünmeyenleri mümkün oldukça tekfir etmemeye gayret göstermişlerdir.
Kendisini Ehl-i sünnet olarak gören bizlerin kusurları yok mu? Bu asırda Kur’an’ın ön gördüğü “İman kardeşliği”, her asırdan daha önem arz etmektedir. Bunu zedeleyecek tavırlardan şiddetle kaçmak, ihtilaflı konuları münakaşa yapmamak gerekir. Biz Suud’daki Vehhabileri de İran’daki Şiileri de Müslüman olarak kabul ediyoruz, varsa kusurlarını Allah’a havale ediyoruz.
Dinsizlik akımlarının omuz omuza vererek, bütün semavî dinlerin ortak inanç esaslarına hücum ettiği bir devirde, Müslümanların değil sadece kendi aralarındaki birliği sağlamak, küfr-ü mutlaka ve sefahate karşı mücadele etmek için semavî dinlerin samimî dindar kesimiyle bile el ele verip, hak dinin temel esaslarını müdafaa etmek boyunlarının borcudur. Ateist, materyalist bir felsefenin etrafında yüzlerce akım -sırf hak dinin esaslarını silmek, yerine her türlü ahlaksızlığı yapmak adına- deyim yerindeyse, dinsizlik dini etrafında ittifak edip kenetlenmişken, ehl-i hakkın hak dinin hakikatlerini savunma adına, Allah’ın rızası adına birleşmeleri, birbirinin kusurlarını görmemeleri lazım ve elzemdir. Yoksa, saldırmakta olan ejderhaları, göz ardı edip, sivrisineğin ısırmasına karşı mücadele etmek gibi komik bir manzara ortaya çıkar.
İlave bilgiler için tıklayınız:
"Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak, bunların içinden bir fırkası ehl-i necat olacaktır" hadisi..
73 Fırka kimlerdir?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet